2 Aralık 2016 Cuma

Amerika Walmart

Anerikada Walmart...


Walmart canavarı son rakamlara göre 256 milyar dolar cirosu olan dev  bir market zinciridir.
Türkiye'nin koskoca bir ülke olarak toplam  gayrisafi milli hasılasının 250 milyar dolar olduğunu düşünürseniz 
Walmarta şirket değil,şirket süsü verilmiş devlet dememiz gerektiğini anlarsınız. 
Bu koca devin kurucusu gerçektende tarihin gördüğü en kurnaz ve  hırslı işadamlarından biri olan Sam Walton. 1962 senesinde mahalle bakkalı benzeri ufacık bir dükkandan bugünkü haline getirdiği WalMartın keyfini o da süremedi ve 1992 senesinde ardında Karun kadar zengin dört çocuk bırakarak herkes gibi bir kefenle dünyayı terk etti. Bugün şirketi profesyonel yöneticiler idare ederken Walton ailesinin üyeleri de 17 sülalelerine yetecek parayı yemek tüm zamanlarını aldığı için pek ortada gözükmüyorlar. 
Sam Waltonun başarısın ardındaki sırsa şudur.
Sam Walton ikinci dünya savaşında Amerikan askeri istihbaratında subaydı ve Yüzbaşı rütbesine kadar görev yaptı. Bu dönemdeki görevi binlerce savaş esirinin tutulduğu dev toplama kamplarındaydı. 
Sam Walton bu dönemde kapitalizmin bir sırrına vakıf oldu ve  insanların çoğunluğunun güç ve korku karşısında nasıl beyinsiz koyunlara dönüşebildiğini bu esir kamplarındaki görevinde bizzat deneyerek öğrendi ve burada edindiği yaşam felsefesini hayatının geri  kalanında uyguladı.
Bugün WalMart şirketi de kurucularının izinden gitmektedir. 
Şimdi gelin esir kamplarından edinilen bu felsefe WalMarta nasıl  yansımış inceleyelim. WalMartın şirket parolası 'Always low Prices'dır yani 'Her zaman düşük fiyatlar' Peki ilk bakışta biz tüketiciler için 
güzel gibi gözüken bu düşük fiyatları nasıl sağlıyorlar. Öncelikle WalMart şirketi bir yere girip dükkanını açtı mı ilk olarak elinden geleni ardına koymayarak tüm rakiplerini yok eder.
Bakın rakiplerini geçer demiyorum onları tam anlamıyla yok eder. 
Sadece son on yılda Amerika'da Walmart tam 25 süper market zincirini yok etti ve bu hesaba dahil olmayan yüzlerce küçük ve orta boy esnafı tamamen buharlaştırdı. WalMart rekabete inanmaz tek inandığı ister ufak bir bakkal,ister orta boy bir market yada kendisi gibi koca bir süper market zinciri olsun bayrağını diktiği yerdeki 
tüm rakiplerini yok etmektir. 
Yani Walmartın en ucuz market olması etrafında kendisinden ucuz  fiyat verebilecek herhangi bir şirketi ayakta bırakmamasından ileri  gelir.Bu birinci sebebti. 
 İkinci olarak WalMart şirketi devasa boyutlara sahip ve büyük  miktarda parasal gücü olduğu için girdiği ülkedeki toptancıların hepsini ele geçirir. İlk olarak rakiplerinden daha fazla parayı peşin olarak vererek piyasadaki tüm toptancıları kendilerine bağlar. Çek senetle çalışmaya alışmış toptancı ve üreticiler bir anda kendilerine nakit olarak,zamanında verilen büyük çapta siparişleri görünce hepside göbek atarak Wal Martla çalışmaya başlarlar ama bu bir tuzaktır. WalMartın bu güzel tavırları rakiplerini yokedene veya 
kendisiyle rekabet edemez duruma düşürene kadar sürer. 
Bu aşama geçildikten sonra WalMart toptancıların eline yeni bir  anlaşma tutuşturur. Buna göre istediği ürünler kendisine istediği zaman ve istediği fiyattan verilmezse anlaşmasını tek taraflı 
feshedebileceğini yazar. Garibim toptancılar kendilerini tümüyle WalMarta bağladıkları ve eski müşterilerini kaybettikleri için kendilerine ne söylenirse kuzu kuzu kabul ederler. 
Bir süre sonra WalMart o kadar düşük teklifler vermeye başlarki  toptancılar neredeyse maliyetine WalMarta çalışmaya başlarlar. 
Walmartın bir diğer özelliğiyse çalışanlarını tam bir kölecilik  mantığıyla çalıştırmasıdır. Walmart dünyadaki hiçbir işyerinde sendikalı işçilere izin vermez. Düşük fiyattan çalıştıracağı sendikasız işçiler bulamazsa bu sefer ihtiyacı olan hizmetleri kendisi fason olarak dışarıdan getirtir.
Walmartın Çin'de,Bangladeşte,Latin Amerika'da kurduğu ve çocuk yaşta köle işçilerin neredeyse bedava üretim yaptığı pek çok tesisi vardır. 
Amerika'da bile ülkeye kaçak giren göçmenler WalMartın onları ölü eşek fiyatına işe alacağını bilirler. WalMart aynı zamanda bayan çalışanları da pek sevmez.
Özellikle bayan çalışanların yükselmemesi için mağazalarındaki bayan yönetici stajyerleri kırk kiloluk köpek mamaları veya koca koca içecek kasalarının hamallığını yapmaya zorlayarak onları bezdirir ve  ayrılmalarını sağlar.
Ayrıca WalMart girdiği her ülkede özellikle kaçak işçilerle çalışmayı bir alışkanlık haline getirmiştir. 
İşte tüm bu sebepler dolayısıyla bir yere Wal Mart girdimi bir süre  sonra iflaslar,işsizlik ve tekelleşmede başlar. Amerika gibi bize göre nispeten oturmuş bir ülkede bile bunlar oluyorsa WalMartın Türkiye'de ne yapacağını kestirmek pek de zor değil. Bu yüzden WalMart kırk yıldır Amerikan orta sınıfında yarattığı nefret sayesinde artık yeni market açamaz hale geldi. 
Son olarak Şikagoda açmak istediği bir alışveriş merkezi bölgedeki insanların ve sivil toplum örgütlerinin açtığı kampanyalar ve yoğun  protestolar yüzünden iptal edildi. WalMartın az gelişmiş ülkelere  yönelmesinin sebeplerinden biride budur. 
WalMart kapitalizmin temel kuralı olan sömürdüğünü diğer ortaklarla  paylaşma oyununu da iyi oynuyor. Mesela son iki başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi parti ve Başkan Busha en büyük maddi destek verenlerden biride petrol şirketleriyle beraber WalMart olmuştur. Bu desteği bugünde sürdüğü gibi Amerikanın Irak işgali ve  emperyalist politikalarına da açıktan destek vermektedir. Buna bir iki somut örnek verelim. Amerikan Dış Savaşlar Gazileri adı verilen ve Amerikanın emperyalist işgal savaşlarında görev alan askerlerin kurduğu bir vakfa (Foundation to the Veterans of Foreign Wars-VFW) bir milyon dolar bağışlayan WalMart bu vakıfla ortak olarak M.A.C.K kampanyası başlattı. 
Buna göre Amerikanın dünyanın her yanına dağılmış 900 bin askerinin her birine Wal Mart tarafından özel hediye paketleri ulaştırılıyor ve  aileleri ile konuşabilmeleri için bedava telefon kartları dağıtılıyor bu şekilde morali bozuk Amerikan askerlerine WalMart eliyle destek olunmakta
Aynı zamanda Amerikan ordusunun yetersiz kaldığı durumlarda WalMart Irak cephesine yüzbinlerce su,iç çamaşırı gibi temel sarf malzemesi hibe etmekte. Bunun dışında WalMartın yüzlerce marketinde açılan mesaj defterlerine binlerce Amerikalı tarafından yazılan moral mesajları her hafta özel uçaklarla Irak cephesine  ulaştırılıyor.
Ayrıca Irakta öldürülen işgal ordusu askerlerinin resimleri yerel  WalMartlarda oluşturulan 'Onur Köşeleri'ne asılmakta. (Yeri gelmişken acaba siz kaç marketimizde Güneydoğuda düşen şehitlerimizin resimlerini gördünüz bir düşünün bakalım. İşte elin adamı haksızda olsa davasına böyle sahip.) 
Kısacası WalMart şirketi Irak işgalinde açık bir taraftır ve ileride Migros sayesinde Türkiye'de açılırsa sepetini harıl harıl dolduracaklar 'Onur  köşelerinde' resimleri asılı duran askerlerin tecavüz ettiği küçük kızları 
ve öldürdükleri insanları düşünürse iyi ederler.
Tabii WalMartın iyilikleri bunlarla sınırlı değil. Mesela fakirlere de çok yardım ediyor.Tabi bu fakirlerin ufak bir özellikleri olması lazım.
Yahudi olmaları gerek. 184 milyon dolar yardım yaptıkları 'United Way-Birleşik Yol' isimli yardım teşkilatı Evangelist papazlar ve yahudi hahamların 1887 yılında açtığı bir yardım vakfıdır. Bu vakfın ortağı da 'Yahudi Karşılıksız Kredi' kuruluşu ve o kuruluşta 'Yahudi Federasyonu' isimli orgüte bağlı. Bu kurumlar genelde Doğu Avrupa'dan Amerika'ya veya İsrail'e yeni göç etmiş zor durumdaki Yahudilere karşılıksız para dağıtıyorlar.(Bu arada bizim İslami finans kuruluşları denen yerler size üç kuruş para vermek için ya cemaat kartı yada ipotek isterler ama Yahudiler parayı karşılıksız veriyor, yazık bizim halimize) Bu ilginç  kurumun sitesi ' www.jfla.org ' merak edenler bakabilir.
Toparlarsak sevgili dostlar girdiği yeri kurutan ve tekelleşen,Bush  hükümetinin can dostu ve Irak işgalinin destekçisi olan 
Türkiye kadar ciroya sahip WalMart şirketi Koç Holdingin değerli katkılarıyla ülkemize giriyor.

1 Aralık 2016 Perşembe

Yerli Otomobil


Yukarda verdiğim aslında resim değil okunması gereken yazılar... 

Biz ülke olarak ve özel sermaye olarak Otomobil üretebilirmiyiz ? 

Diyelim ki Ürettiğimiz yerli bir marka otomobilin iç pazarda ne kadar satılır ve diğer marka dünya devleri ile rekabet edebilir mi ? 

Zor durumda olan bir otomotiv firmasını almak mantıklı mı ? 

Yerli ürettiğimiz aracı sadece kaporta ve 4 teker üzerine inşa etmekle olamaz, 
Ekonomik ve dayanıklı motor üretmek çok kolay bir şey değil ve sadece motor ile değil herkezin donanim tabir ettiği ve otomobillerde ki teknolojik ve mekanik özelliklerin de günümüz rekabetci ortamda olması ve üretilmesi gerekir. 
Bunun içinde çok kaliteli ARGE ve teknolojik alt yapıya ihtiyaç vardır. 

Bazı Ülkeler deki nüfüs oranına göre otomobil istatistikleri 

Amerikada 1.3 kişiye 1 otomobil ile ilk sırada 

İngilterede 1.8 kişiye 1 otomobil 

Çinde 20 kişiye 1 otomobil 

Hindistanda 40 kişiye 1 otomobil 

En düşük nüfüsa göre Nijeryada otomobil kullanımı 

Avrupada her 2 kişiye 1 otomobil 

Ülkemizde 7 kişiye 1 Otomobil düşüyor 



Ülkemiz yarı mamül ve tam üretim otomobil yedek parçası satmakta Avrupa fabrikalarına.Büyük boyutta sanayi oluşturulmuş ve getirsi çok başarılı firmalar var. 

Ülkemizin otomobil pazarı ithal markaların egemenliğinde ve rekabetin çetin olduğu bu sektörde biz MARKA OTOMOTİV üretebilirmiyiz ? 

Treni kaçırdık mı yada üretirsek ne kadar başarılı olabiliriz ? 


Bu kadar karmaşık ve sorular için de kendi fikirim ise ; 


Ükemizde organize sanayi bölgelerinde bu işe gönül veren ve imkansızlıklar içinde elektrikli ve diğer otomobil oluşturma çabasına giren firmaların senkronize oluşturularak zorda olsa imkansız olmayan MARKA üretimi yapılabilir ama büyük sermayeler desteklerse sonuç alınır ... 

Sürdürülebilmesi ve seri olarak MARKA olması ise çok yılları alır ... !!! 

Hindistanın bizden ne fazlası var ,Kaliteli olmasa da Tata üretiyor ve kaliteli bir markayı aldı. 

Engel olunmaz ve teşfik olursa TÜRK MARKASI DÜNYA MARKASI olabilir ama Sürdürülebilmesi ve seri olarak MARKA olması ise çok yılları alır ... !!! 


Okunması gereken bilgiler...